Havyar manikürden sonra duyduğum yeni bir manikür çeşidi. İsmi Jel manikür. Bu renk geçişini sağlamak için ojenin üzerine özel bir jel sürülüyor ve LED ışığa maruz bırakılıyormuş. Önceleri pahalı salonlarda gerçekleştirilen bu manikürün ev uygulamaları da Amerika`da satılmaya başlanmış. Satılan kitte, özel bir Led ışık bile bulunuyormuş. Fiyatları 50-60$ arasında. Bize de gelir heralde birkaç aya kadar.
Bu görsel ve diğerlerine Nisan Cosmopolitan sayısında rastladım. Önce çok hoşuma gitti, yabancı sitelerden falan hemen bi bakayım dedim ama sonra nedense Açlık Oyunları filmini hatırladım.
Önce dergideki diğer modellere bir göz atın, sonra ne demek istediğimi açıklayayım...
Açık renk düz bir renkle boyandıktan sonra, tırnağın üst kısmına tırnak yapıştırmalarından yapıştırılmış ve alt kısımları hafifçe yuvarlanmış
Yapışkanlı taşlarla süslenmiş.
Magnetik oje kullanılmış.
Birbirine yakın renk tonları açıktan koyuya doğru sıralanmış
Siyah-beyaz desen yapılmış, bu desenini düzgün yapabilmek için kağıt bant kullanabilirsiniz.
Yukarıda dediğim gibi önce hoşuma gitti ama sonra hemen geri çekildim. Farkında mısınız artık düz renk ojeler yetmez olmaya başladı. Çatlayanı var, kendiliğinden desen oluşturanı var, leopar desenli tırnak çıkartmaları var. Her yerde binbir türlü tırnak süsleme modelleri var. en son çıkan (gerçi henüz ülkemize gelmedi) şu havyar manikür var. Liste böyle uzayıp gidiyor.
Hani acaba diyorum Açlık Oyunlarındaki Capitol`e doğru mu gidiyoruz? Kitap her ne kadar fantastik gibi görünse de, öyle değil bence. En basitinden iki kesimi anlatıyor. Bir sürekli ezilen taraf var, bir de sürekli zenginleşen. Bunun neresi fantastik? Kitabı okuduğum ilk andan itibaren insanlığın çok kısa bir süre sonra gerçekten filmdeki gibi vahim duruma gelebileceğini düşünmüştüm.
Kitaptan ve filmden bi haber olanlar için kısa bir açıklama yapmak gerekirse: Capitol şehri, kendi kapalı bölgesinde yaşayan ve zenginlikten, lüksten ne yapacaklarını şaşıran bir toplum. Film bu durumu yeterince açıklayamasa da kitapta anlatılanlar çok etkileyici.
Filmde de hatırlarsanız insanların giyim kuşamı, saç modelleri hatta erkeklerin sakal modelleri bile bir garip.
Milletin yenilik uğruna, "para bende" demek uğruna, "modayı en yakından ben takip ediyorum" demek uğruna, bu şekilde giyinip, makyaj yapacağımız günler o kadar da uzakta değil sanki...
İşte bu tırnak modellerini görünce bunlar geçti aklımdan. Belki de yeni çıkan herşeye hemen bu kadar atlamamak lazımdır. Belki biz her önümüze geleni bilinçsizce istediğimiz ve satın aldığımız için onlar bu kadar zengin oluyorlardır. Ne demek istediğimi anlamadıysanız boşverin! ama konu sardıysa şu postu da öneririm size, bir film izledim böyle oldu
Neyse böyle işte: bu aralar daha sakin daha düz ve daha sade takılmaya karar verdim. Hatta kimbilir bekli tüketimimi bile azaltırım. Orada burada gördüm diye her yeni çıkan kreme, makyaj malzemesine ve giysiye saldırmam ve sadece gerekenleri alırım. Belki geçen yaz çok severek aldığım şeyleri daha fazla giyip hakkını veririm...Kim bilir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder