17 Kasım 2013 Pazar

Blog Okurken ?

Geçenlerde çok yakın bir arkadaşımdan şöyle bir olay duydum. X cilt bakım ürününü Y blogunda okumuş ve okuduğu yazıdan etkilenerek hemen gidip almış. Gayet yüksek bir beklenti içine de girmiş haliyle. Bahsettiği yazıyı açıp okudum ben de. Ürünler gayet güzel anlatılmış ve biracık da gereğinden fazla ballandırılmış bana göre! 

Buna nasıl karar veriyorum? Çünkü o yazıyı yazan kişiyi sıklıkla takip ediyorum ve aslında cildinin o kadar da sorunlu olmadığını, yani o ürünün ona elbette ki "harika" geleceğini tahmin edebiliyorum. Üstelik arkadaşımın böyle bir yazıdan etkilenerek koşa koşa gidip aldığı ürünü ben de uzun zaman kullandım ve o kadar muhteşem sonuçlar vermeyeceğini biliyorum! (Bu noktada asıl soru; arkadaşımın bu ürünü benim blogumda okuduğunda neden o kadar etkilenmediği, ya da aklında yer etmediği? Çünkü sorunumuza çözüm olabilecek bir ürünün çok güzel olma ihtimali hepimizin hoşuna gidiyor. Dünden kabullenmek istiyoruz bu durumu)

Asıl konu; bloglarda okuyup etkilendiğiniz bir ürünü alırken nelere dikkat edilebilir ? 
Çünkü kendimden de biliyorum ki, insan okuduğundan, süslenerek yazılmış yazılardan, güzel hazırlanmış görsellerden etkileniyor. Hele ki çoğumuzun da sivilcedir, lekedir, odur, budur gibi endişelerimiz olunca... Ciddi anlamda ümitlenip, güzel güzel paraları gözden çıkarabiliyoruz.

Eğer "ben okuyup geçerim, satın almamda blog yazıları çok da etkili olmaz, yine kendi bildiğimi alırım" diyenlerdenseniz sorun yok ama okuduklarınızdan etkilenip, o ürünü almaya yöneliyorsanız dikkat!

Bence en büyük püf noktası, o blogu düzenli takip etmek. Bu sayede o kişinin genelde kullandığı ürünler, cilt tipi, yorumlama biçimi, neye iyi neye kötü dediği, yoksa her şeye iyi mi dediği gibi konular hakkında fikir sahibi olursunuz. Örneğin benim takip ettiğim bir sürü blog olmasına rağmen, tavsiye ettiği ürüne güvenip, almayı düşüneceğim blog sayısı oldukça az. 

Neden herkesin değil de sadece onların "beğendim" dediği ürünlere güveniyorum ? Çünkü hem marka reklamı yapmak gibi bir dertleri olmadığını biliyorum hem de daha önce yazdıkları ürünlerden ortak beğenilerimizin çok olduğunu biliyorum. Reklam/gizli reklam adına yazılan methiyelere diyecek pek bir şey yok zaten. Demi Moore`un The Joneses filmini mutlaka seyretmenizi öneririm bu aşamada! 


Ortak beğeni ve o yazıyı yazan kişinin cilt tipi de çok çok önemli! Birkaç gün önce olan olay şöyle mesela. X fondötenini, severek okuduğum bir blogda "çok çok güzel" diye okumuştum. Gerçi onu söyleyen kişinin cilt tipi ile benim cilt tipimin alakası olmadığını biliyordum ama ürün için güzel algısı oluştu bir sefer bende. Elime geçen testerini denedim ve nefret ettim! Tam boyunu alsaydım kesinlikle kullanamaz, çöpe atardım. Cilt tipi ve beğeniler, bir ürün hakkındaki fikirleri 180 derece değiştirebiliyor.

Bir de kozmetiğe doyamama, boş yere satın alma durumlarımız var ki, onu hiç sormayın! Blog okumaya ilk başladığımda, bloggerların sürekli yeni ürünler aldıklarını görüp ben de ciddi anlamda gaza geliyordum, çok iyi hatırlıyorum. Şimdilerde o durum oldukça azaldı. Benzer durumda olanlar vardır tahmin ediyorum ama almanın sonu olmadığı gibi, yeni bir şeyler alan insanların hiiç sonu yok! Başkalarının alışverişlerine bakarak gaza gelmemek gerekiyor. Çünkü herkesin gelir-gider düzeyleri farklı, harcama önem sıraları farklı. Kaldı ki makyaj, kozmetik blogu olunca, çoğumuzun sadece bu anlamda paylaşım yaptığını da unutmamak gerekiyor. 

Yine bu konuda, twitter ve instagram hesaplarımıza bakarak "amma çok kozmetik alıyor" "kafayı kozmetikle bozmuş" gibi düşüncelere kapılmak işten bile değil ama bu hesapların bloglara bağlı hesaplar olduğunu, bu iş için açılmış hesaplar olduğunu unutmamak gerekiyor. Gerçi ben kendi adıma hem twitter`da, hem de instagram`da kozmetik, makyaj dışında şeyler de paylaşıyorum ama herkese açık hesaplar olduğundan, yine de çoğu zaman özel sayılabilecek paylaşımlarımı yapamadığımdan, kozmetik ağırlıklı oluyor.

Blog yazma işi kimilerinin zevk için, kimilerinin hırs için yaptığı bir şey ama hepsinden öte bir özgürlük. Şu genç yaşımda her gün yeni bir özgürlüğümüzün kısıtlandığını gördüğümü düşününce, büyük bir özgürlük hem de! Bu durumda isteyen istediğini yazar ama o yazılara bakıp fikir oluşturacaksak, bir şeyleri almaya ya da almamaya karar vereceksek, biraz daha dikkatli okumakta fayda var bana göre!

Ya da bilemedim bu kadar ciddiye almanın hiç alemi yok mu acaba :)

dipnot: "The Joneses" hayal satmaktan bahsediyor. Cildi mükemmel yapan bir krem, popoyu muhteşem gösteren bir pantolon, sizi bir üst sınıfa dahil edecek bir çanta yok. Bunu unutmamak gerekiyor...

Yorumlarınızı, fikirlerinizi bekler, huzurlu Pazarlar dilerim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder