Okul vakti geldi çattı yine. Okul zamanları güzeldi. Yaz tatilinden sıkılan bünye için yeni heyecanlar, yeni sorumluluklar yeni arkadaşlar demekti.
Ben hala okuldan kopamamış bir insan olarak, her gördüğüm defteri alırım. Gerçi okulun o düzenli hali 4. sınıfta bitmişti. Şu sıralar tez bitirmeye çalıştığımdan belli bir düzenim yok. Yani anlayacağınız okulların açıldığını sadece dizilerin yeni sezonlarından anlıyorum. Hayatımda bir değişiklik olmuyor. Okula gitmenin zamanı ya da düzeni yok benim için.
"Ahh öğrencilik günleri" söylemi gerekten yaşlılar için sanırdım ama değilmiş... Neyse dağılmayalım; artık bir çoğumuz için okul zilleri çalmıyor olsa da, kırtasiye tutkumuzdan vazgeçemiyoruz.
Accesorize`da az ama öz olan defterleri yapıştırmaları seviyorum. Lacivert puantiyeli defter oradan. Hipopotamlı the BEN defterler ise ayrı bir alem. Kırtasiyenin birinde görünce dayanamayıp 2 tane almıştım.
Kenarı lastikli defterler D&R`dan. Daha nice çeşitleri var, her gittiğimde bir tane almak istiyorum bunlardan. Bir dahaki gidişimde daha renkli olanlarından bir tane alacağım sanırım.
Breakfast at Tiffany`s defteri de diğer bir çok film çeşidi ile D&R`da bulabilirsiniz. Tabi şanslı bir D&R seçtiyseniz. Her şubesinde bulunmuyor malesef. Aklınıza gelebilecek her türlü klasik film afişinden yapılmış defter bulabilirsiniz.
Coco Chanel ise aynı defterin, kitap kapağı versiyonu. Onu da Kadıköy`de bir kitapçıdan almıştım.
Defterler, post-it`ler, renkli renkli kalemler. Çalışma masamın üzeri hep kalabalık, hep dolu...
Telefon ve bilgisayar kılıfları da tamamen ayrı bir kategori. Bu netbook kılıfını 2 sene önce gittigidiyordan almıştım ve aldığım günden beri bayılıyorum...
Sizde durumlar nasıl ? Defter manyağı olan tek ben değilimdir umarım :)
Haa bu arada ülkemde eğitim sorunları almış başını gidiyor olabilir. Öğretmeni ayrı, öğrencisi ayrı rezil oluyor olabilir ama yine de yeni defterler almak, istediğimiz kadar yazmak, yeni kitaplar almak, istediğimiz kadar okumak hakkımızdır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder