28 Nisan 2012 Cumartesi

İstanbul`da 1 gün: Pasajlar, Van Gogh Alive

Kısa bir aradan sonra döndüm. Bir kaç gün İstanbul, 3 güncük de Paris :) Aslında çok uzun bir yolculuk sayılmazdı ama ben 3 günde evini özleyenlerdenim. Paris`le ilgili yazmak istediğim çok şey var ama önce İstanbul...

Bildiğimiz İstanbul ama ben 1 günü nasıl en verimli şekilde geçiririm ona odaklandım...

İlk hedefim Van Gogh Alive sergisi oldu. Televizyondaki reklamını gördükçe "keşke Antalya`ya da gelse" diyordum. Yolum İstanbul`a düşünce bu fırsat kaçmaz dedim ve milletin "ne işin var sergide" bakışlarının arasında attım kendimi sergiye. 

Sergi Tophane`de, Antrepo 3`de. Benim de bildiğimden değil ama kolay bulunuyor :)


Biletleri kapıdan alabilirsiniz. 8 TL öğrenci, 15 TL tam bilet.


Atmosferi anlatmak için resimler çok yetersiz. Kapkaranlık bir yere giriyorsunuz, harika bir müzik eşliğinde, duvardaki kocaman resimler birbiri ile uyumlu bir şekilde bir geçit düzenliyorlar. Normalde öyle sergi mergi pek işim olmaz açıkcası :) Ama kesinlikle gittiğime deydi burası.

Bir süre daha İstanbul`da sonra da Ankara`da. Eğer gitme imkanınız varsa kaçırmayın derim.


Gerçekten de dediği gibi, çerçeve yok içindesin... Fotograf çekmek serbestti. Başta çaktırmadan çekmeye çalışıyorduk ama baktık ki herkes çekiyor, bizde suyunu çıkarttık bir süre sonra :) En kuytu köşedeki resimlerin önüne geçip bir sürü fotoğraf çektik :)

Bir klasik olarak, çıkıştaki hediyelikler de harikaydı.

Sergi Taksim`e yakın olunca, yürüyerek Taksim yolunu tuttuk. Ara sokaklarda harika butikler gördük. Hatta bitanesi :)))


Burası da Beyoğlu`na çıkmaya çalışırken rastlayabilecğiniz bir yer :) Eski adı ile Fransız yeni adı ile Cezayir sokağında. Kıbrıs Şehitleri`nin ara sokakları tadında. sokağın başındaki kocaman lale ile fotoğraf çekmeyi unutmayın! Hemen sola dönünce de Can yayınlarının binasını görebilirsiniz.


Dolaşa dolaşa Beyoğlu`na attık kendimiz. Buradaki pasajlar hakkında birşeyler okumuştum. Terkos pasajına girdik bizde. Caddenin sonunda, Paşabahçe mağazasının yanında. genelde bu pasaj için ucuz ama pek bişey yok deniyor. 


Bence o kadar kötü değildi. Alınacak birşeyler çıkar kesin. Koton`un elbiseleri vardı mesela. Gayet güzel gözüküyorlardı. bazıları gerçekten orjinal gibiydi. Bu ürünlerin defolu, ihraç fazlası falan orjinal ürünler mi yoksa taklit ürünler mi olduklarına karar veremiyorum :) Bazıları gerçekten orjinaldi sanırım :)

Ben fazla abartmadım ve sadece bunları aldım. Paris`ten alamadığım Disney ürünlerini İstanbuldan 5 liraya almak :))

Bunlarda Stradivarius, 5`er lira.

Buradan da yine caddenin sonlarında sayılabilecek Aznavur pasajına uğradık. 

Bu harika yüzüğü de oradan aldım. 5TL

Daha sonra biraz tesadüfi olarak seçtiğimiz restoran...

Yemek klubü. Mekan gayet güzel ve kalabalıktı. üst katı sıradan olsa da alt katları daha güzeldi.  Biz makarna ve salata yedik. İkisi de gayet lezzetliydi. Fiyatları da çok uygundu. 


1 kişi çorba, ana yemek, salata ve tatlı 20 liraya çıkabiliyor. Bu fiyatlara göre yemekler ve mekan gayet iyiydi. Tavsiye edilir...

İşte İstanbul`da en verimlisinden 1 gün böyle geçti :) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder